2 Ocak 2016 Cumartesi

Kamara Kamalova | Savaş Çağman | 23-7-2013 İstanbul

Ankara’da, 18 Kasım 2005 tarihinde, Tolomuş Okeyev’in doğumunun 70. yılının anma toplantısında genç bir bayanın kadın yönetmen olmak konusundaki düşünceleri sorulduğunda o çağımızda pek rastlanılmayan bir zarafetle sinema sanatı icra ederken kadın ya da erkek olmanın eşit zorlukları olduğunu söylemişti. Kamara Kamalova, Özbek sinemasının önemli kadın yönetmenlerinden. İlkin çocuklar için çektiği filmlerle tanındı, sinemasıyla uluslararası ödüllere layık görüldü. Onun sanatı dünya görüşünün bir ürünüydü. Sohbetimiz sırasında bilgisinden oldukça yararlandık. Doğu Avrupa ve İç Asya sinemasında genelde yönetmenlere de ressam denildiğine dikkat çekeriz. Belki de Doğu Avrupa ve İç Asya sinemasının insanı baktığı manzara karşısında nefessiz bırakan tarzını anlamak için en önemli göstergedir bu sözcük.


Özbek Sinemasında Roziya Mergenbayeva gibi kadın yönetmenler bulunmakta. Siz çocuklar için filmler çekiyorsunuz. Buna nasıl yöneldiniz? 

Kamara Kamalova – Çocuklar için film ürettim. Ama neredeyse aynı miktarda büyükler için de film çektim. Moskova’da Sinema Enstitüsünü bitirdikten sonra hem animasyon olarak hem de çocuklar için üretilmiş filmlerin çok az olduğunu fark ettim. Çizgi film bölümü daha yeni açılmıştı. Ben de o dönemde bir çizgi film yapmıştım. Tümüyle çocuklara yönelikti. 

Bunlar hangi filmlerdi? Bahseder misiniz?

Kamara Kamalova – Çizgi filmden bilindik filmlere yöneldiğimde bir film çekmiştim. Bu filmde aşkı bilmeyen ama aşk hakkında önyargıları olana bir küçük kızdan söz ediliyordu. Bu çalışma üç uluslararası ödüle layık görüldü. Moskova festivali, Mısır Kahire'de bir ödül kazandım. Bir de Fransa’da bir ödül aldım. Daha sonraki çalışmam da yine çocuklarla ilgiliydi. 

Mergenbayeva’nın kadınların özgürlüğü temalı mesela “Kucum” isimli bir filmi bulunmakta. Bize filmlerinizde bahseder misiniz?

Kamara Kamalova – Ben ilkin dediğim gibi çizgi filmler ürettim. Sonra da çocuk oyuncular kullandığım çocuk filmleri çektim. 

Sormadan geçemeyeceğim. Tölömüş Okeyev’in filmlerinde çocuk oyunculara yer verdiği ve bu konuda başarılı olduğunu biliyoruz. Çocuklarla çalışmak nasıl?

Kamara Kamalova – Oldukça zor bir şey çocuklarla çalışmak. Okeyev’in bu konuda bir yeteneği vardı. O, çocukların rol yapmasını istemez. Rolüne inandırırdı. Onun çocuklarda hayran olduğu da buydu. Çünkü diğer oyuncular rol yaparken çocuk rolüne inanıyordu. O çocuklardaki bu dürüstlüğe hayrandı. Ben çocuklarla yaptığım çok yorucu bir çalışma sorası bu işe tövbe ettim (gülüyor) 

Hangi çalışma bu bahseder misiniz? 

Kamara Kamalova – “Yarın Çıkacaksın” ismini taşıyordu bu film. Yaşı çok küçük çocuklar içindi bu film. Filmde oynayan tüm oyuncular çocuktu ama büyüklerin hayatlarını yaşıyorlardı. Yani anne baba gibi ve bunun üzerinden ileride ne olacaklarını anlatıyorduk. Onların kim olabileceğini görebiliyorduk. Çok güzel bir çalışmaydı o. O film için her gün yüz çocuk çekiliyordu. Küçük çocuklar için yaz kampları vardı oralardan getiriliyorlardı. Ben bu çalışma sırasında çok yorulmuştum. Ondan sonra hep yetişkinler için filmler çektim.    

Sizce film sanatının görevi nedir? Siz bu sanatı nasıl değerlendiriyorsunuz?   

Kamara Kamalova – Bana göre sanat özellikle başta gençlik olmak üzere eğitmelidir. İnsanın değeri gibi kavramları güçlendirmelidir. İşte bu yönetmeni heyecanlandırması, üzerine düşünmesi ve kaygılandırması gereken esas konular bunlardır bence. Yoksa boşuna çalışırız. Çünkü o zaman sadece sanat yapmış olmak için sanat yapacağız. Bu da sanatın gücünü boşa kullanmaktır bence.

Sovyet dönemi sonrası Özbek sinemasını değerlendirir misiniz?           

Kamara Kamalova – Sovyetler Birliğinin dağılmasından bir on yıl sonrası kadarı neredeyse bizim sinemamız tamamıyla kaybolmuştu. Yaklaşık üç dört sene boyunca devlet destekte bulunmaya başladı maddi olarak, hem de olanaklarından yararlandırarak. Maalesef bu kayıp zaman içinde çoğu sinema adamı bu alandan çekilmişti. 

Peki şimdi ne yapmalı sizce?                                            

Kamara Kamalova – Şimdi gençliği yeniden eğitmemiz lazım bu alanla ilgili olarak. Sinema okullarına ve enstitülerine gönderiyoruz gençliğimizi okumak üzere. Gelecekte sinema sanatının eski gücüne kavuşacağına inanıyorum. Sovyetler döneminde sahip olduğu duruma yeniden dönecek diye düşünüyorum.

Şu anda Taşkent’te hangi eğitim kurumları var sinema üzerine? Siz de eğitmenlik yapıyor musunuz?

Kamara Kamalova – Taşkent’te Sinema Enstitüsü var. Orada hem oyuncuları, hem de geleceğin yönetmenlerini hazırlıyoruz. Ama o çocuklar daha çok televizyon için hazırlanıyorlar. Bunun yanında bizimle de çalışıyorlar. Öğretmen olmak için bence yetenek lazım. Ben eğitimci değilim maalesef.

Uzun süredir film çekmediniz bildiğim kadarıyla. Yeni bir çalışmanız var mı?                  



Kamara Kamalova – Evet uzun bir aradan sonra önümüzdeki yıl için (2006 yılını kastediyor) bir film çalışmam olacak (gülümsüyor)