2 Ocak 2016 Cumartesi

Gönderilmemiş Bir Veda Mektubu | Savaş Çağman

Sanki bir zamanlar, birisi beni çok sevmiş gibi yapmayacağım; çünkü gerçek anlamda hiç sevilmedim. Kimsenin listesinde bir numara olmadım, kimsenin biriciği olmadım, kimsenin vazgeçilmezi olmadım. Eski bir alışkanlık gibi vazgeçtiler benden. Bense şimdi o biricik aşk gerçekleşsin diye beklemekten vazgeçiyorum, hayatımın geri kalanı için, hayatta kalabilmek için. Madem hep böyleydi benim hikâyem, tamam diyorum sağlık olsun.
Peki, ne yapmalı dostum? Yalnız kalanın payına diğeri için iyi niyet düşmüş. Aynı anda iki kişinin de iyi olması mümkün olmayan bir dünyadayız. Bazen ben kendimi iyi hissedeceğim, bazen sen, ama bu nadiren aynı anda her ikimiz için de geçerli olacak. Ve sonuçta yol alıyorsun, yol alıyorum, yol alıyoruz, ama rol kesmiyoruz, rol çalmıyoruz, umut ediyoruz. Yol ise dostum iki farkı yöne doğru. Ama biriciğim, önce zor olan kolaylaşacak, emin ol ve acı çekme halinin bir ömür boyu süremeyeceğini de unutma. 
Hayat bu belli olmaz, demek çok yorucu. Artık hayat belli olsun! Geleceğe bakarken senle ilgili bir arzum kalmasın, senin de benle ilgili kalmasın. Hayat bu belli olsun! Çilemiz bitsin! Artık olmayacağını kabul edelim, fazla uzatmayalım, mızıkçılık yapmayalım. Ne yapalım kolayı düşmedi payımıza. Artık payımıza razı olalım.
Şimdi dostum, bu elim, hiç öpmediğin, mihrabın mermeri gibi öptüğüm elinin içine al. Bana hiç söylemediğin o şarkıyı söyle. İyi ol deme sakın olur mu? Ben hiç iyi olmadım; ne senden sonra, ne senden önce (ben iyi olmayı bilmiyorum). Verdiğin hiç çalışmayan saat, uykudan ilk uyandığımda gördüğüm; akrebi beşte, yelkovanı onda ve sen giderken arkandan bakıyorum... Cry Me A River! Şimdi her nehre tek tek ağlıyorum... | 23-2-2011 İstanbul