22 Nisan 2018 Pazar

Hermetik Astroloji Ne İşe Yarar? | Savaş Çağman

Aslında Hermetik birçok alana yayılır, onun ilk temel çalışması Astroloji alanıdır. Üstadım Papus, on sekizinci yüzyılda sistemleştirdiği Hermetik Astroloji, günlük hayatımıza fazlasıyla girmiş olan Astrolojiden bazı küçük nüanslarla ayrılır. Öncelikle, Astroloji’de doğum haritamızda yer alan ışıkları (gezegenleri) ve onların transitleri, diğer ışıklarla yaptıkları açılara, hangi evlerde olduğuna bakar ve kişilik tahminleri, eğilimleri ve diğer yanıtları buluruz. Oysa Hermetik Astroloji’de ana doğum haritasındaki gezegenlerin açılarından yola çıkarak bir gölge doğum haritası çıkarırız. Her evdeki 30º İbrani Alfabesindeki bir harfe 1,33 oranında denk gelerek, o bölgedeki enerjiyi açıklar. Bunlara ben plağımızın takıldığı yer diyorum. Mesela ikinci evdeki 1º ile 3º’de yer alan bir ışık burada Aleph harfine denk gelecek, bizim para konusundaki gereksiz cesaretimizi, geçmiş hayat karmasından getirilen yükü (tikkun) anlatacaktır. Peki, bu bizim ne işimize yarar? Neden hep aynı şeyi yaşıyorum sorusuna yanıt verir, sonra da yapılacak iade çalışması ile bu tekrarlanan döngünün önüne geçmek olasılığını oluşturur. Kişilerin gölge doğum haritalarını çalışmak onlar için inanılmaz bir aydınlanma, farkında olma sürecini de başlatacaktır.  

    

11 Nisan 2018 Çarşamba

Prakriti, Yoga ve Karma | Savaş Çağman

     Öğretiler sayılmakla bitirmez ama hemen her öğreti daha çok durum esaret durumunu bize tarif eder. Bunu yaparken de Prakriti kavramı karşımıza çıkar; yani Madde/Maddesellik, bir bakıma Cisim olma durumu. Prakriti aynı anda Patanjali’nin belirttiği gibi bütün içsel nesnelerin arkasında, ilk neden olarak da tanımlanır. Yoga Sutra’nın 39’ncu bölümünde “Bütün içsel nesnelerin arkasında, ilk neden, yani Prakriti vardır” denir. O, asıl ve ayrımsız, bölünmemiş, farklılaşmamış olan madde cevheridir, her olguyu dünya perdesinde yansıtan enerjidir. İşte aslında bir spor gibi yapılsa da Yoga, içe dönerek bu başlangıçtaki ön-madde, var oluşun özünü analiz etmek ve içte bulmayı amaç eder. Böylelikle var olma yanılsamasının yarattığı etkileri analizi etmek ve ondan kurtulmanın çözülmesini yaşamaktadır çözüm bulmak için de teknikler bulunmuştur Yoga.
     Her şeyden önce çözülme sürecinin dinamiğine gönderilir ve kurtuluşun ele geçirilmesi için pratik teknikleri ya da sadece varoluşum tekniklerini açıklar Yoga. Bhagavad Gitā gibi kutsal yazıtların bazılarında, “bön ve cahil insanlar sayılan bilgiden (sânk-hya) ve içe yöneltilmiş konsantrasyon pratiğinden (Yoga)” söz eder, sanki onlar iki ayrı şeymiş gibi, ama aslında ayrı değildirler. Sayılan Bilginin (sânk-hya) taraftarı oldukları durumu pratiği uygulayarak ulaşır ki başka bir ifadeyle şöyle söyleyebiliriz iki sistem birbirini tamamlar ve aynı hedefe doğru götürür. Bu iki sistemden ilki;
1-    Dünya ve hayat ikiye bölünmüş ve hayat monad’ları (Purusha) ve cansız maddeye (Prakriti) dayanır.
2-    Madde (Prakriti) basit ve birleştirilmemiş olsa da, yine de birbirinin içinden çıkmıştır, belirgin olarak ayrılabilen üç ayrı görünümde tezahür eder. Bunlara Guna’lar denilir.
3-    Madde (Prakriti) ile birleşen her bir hayat monad’ı (Purusha) sonu gelmeyen ruhgöçü'nün (Samsara) devir daimine maruz kalır.

     İşte tüm bunlar nedensellik ve eylemlerim sonucu (Karma) olarak da karşımıza çıkar. Birçok ezoterik düşünce ekolü bu çemberden kurtulmanın pratiğine değişik birçok ad vermiştir; Moksha, Samadhi, Fenafillah, Nirvana.
     Kişi her düşüncesinin arkasında muhakkak Prakriti’yi bulur, ama Prakriti nihai sonuç değildir. asıl gerçek onun ötesindedir, ve onunla birleşme amaçlanır. Dört çeşit Samadhi açıklanır, bu birleşmeyi anlatmak için. O durumlardan biri ise Prakriti ile birleşmeden geçendir. Bunun için şöyle bir öykü aktarılır;
     Öğrenci, Öğreticiye gelip Rab’ı düşünmek istediğini ne yapması gerektiğini sorar. Öğretici ona bazı teknikler verir. Bir süre sonra Öğrenci tekrar gelerek ne yaparsa yapsın tüm düşünesinin ağırındaki boğaya kaydığını, orada kilitlendiğini söyler. Öğretici bunun için devamlı boğayı düşünerek yoğunlaşmasını öğütler. Bir süre sonra öğrenci ziyarete gelir ama bir türlü kapıdan girmemektedir. O zaman Öğretici bunun nedenini sorar. Öğrenci; “Maalesef boynuzlarım kapıdan geçemeyecek kadar büyük” der. Öğretmen “Muhteşem! Konsantre olduğun şey (Prakriti) ile özdeşleştin. Şimdi bu konsantrasyonu Rab’e yönelt. Artık kolayca başaracaksın” der. Yani madde/cisim (Prakriti) kaçınılması gereken bir şeyden bir araca da dönüşebilir, kişinin Karma döngüsünden çıkışını sağlayabilir.