29 Eylül 2017 Cuma

Sanatbazlık Mı? Sanatşinaslık Mı? | Savaş Çağman

Sanat, sanat ah sanat! İnsanların dilinde epriyip duruyor. İsmimizin önüne yazar, ressam, heykeltıraş yazıyoruz, ama aslında sanatkârız, sanatçıyız, alt başlıklarından bağımsız olarak. Sanat erbabı hangi konuda olursa olsun malzemesini değişse de sanat üretendir. Bir refleks olarak sanat üretenlerin hem yazdığını, hem çizdiğini, hem müzikle uğraştığını görüyoruz şu an çağdaş sanat arenasında. Bir ressamın aynı anda enstalasyon yapması, video üretmesi ve heykel yapması da ondan bekleniyor. Neden? Çünkü contemporar yani çağcıl/çağdaş sanat içinde sanatsever, sanatçının yolculuğunu görmekten haz alıyor. Sanatçı da beden, ses, boya, katı cisimsel materyal, teknolojik ve yahut sadece kavramdan materyalden biçtiği sanatını sunarken, deneyimini de deneyimletiyor.
Gelelim Sanatbazlar’a, hem dünyada hem ülkemde onlardan çok var. Ayırdına varmak çok kolay bir Sanatbaz’ın. Nasıl mı? Ürünüyle değil kişiliği ile mi gürültü koparmaya çalışıyor? Ona sanatı sorulduğunda Pazar çığırtkanı veya bir komedyen gibi mi davranıyor? Popüler olmayı, Star gibi davranmayı mı önemsiyor? Malzemesini deneyimlemiş sanat tarihi içinde bir kesitten kopyalamış mı? Sadece bir sanatsal alanda mı üretim yapıyor? Taklitçi mi? İstifçi mi? Özgün mü? Sanatla gözbağı, hokkabazlık yapan mı? Aynı cambaz kelimesinin çözümünde, özünde canıyla oynayan tanıtı olduğu gibi sanatla oynayan mı?
Sanatşinas olmak, duygu olarak hep sanat aşığı olarak, onu tanıyan bilen, ona değer veren kelime anlamının dışında Sanatçı ve Sanatbaz olandan hariç bir durumu da anlatmakta. Sanatın içi boşaltılmış, anlamsızlaştırılmış, bir apolete veya gösteriye dönüştürülmüş halin değil, onun manevi köklerini, tözünü, değiştiren ve kuran yanlarını öne geçiren heveslilerinin çoğalması dileğiyle Sanatşinas olmaya devam etmeyi umuyorum. 


20 Eylül 2017 Çarşamba

Dastan | Savaş Çağman

Bir halkın tarihine, oluşuna, DNA kodlarına kadar işlemiş kültür mirasından habersiz, hala diline pelesenk olmuş, günlük hayatında yaşattığı geçmişten bihaber, genel geçer siyasi olaylar vuku bulurken ağzından salyalar saçarak neler neler yaptığına hala tanık oluyoruz. Arakan Sorunu patlak verdiğinde, bu güne kadar hiç var olmayan bir Budizm düşmanlığı oluşturuldu. Ermeni düşmanlığı, Yahudi düşmanlığı, Kürt düşmanlığı, Alevi düşmanlığı derken bir de şimdi listeye bu eklendi. Birinin Buddha heykelini terlikle dövdüğü bir viral halen Youtube’ta dönüp duruyor. Ama ne yazıktır ki Türklerin en eski edebiyat metinlerini üretmiş Çısuya Tutung, ya da muhteşem Ki-Ki’nin Türk Budistleri olduğu, bu dinin Türklerin en eski örgütlü dini olduğunu, hatta hala bazı Türk toplumlarının bu dinde olduğunu bilmiyor. Diyeceksiniz ki, “aman geçmiş olmuş bitmiş, bize ne ki Budizm’den, şimdi bırakmışız, Müslüman olmuşuz,” ben de diyeceğim ki, hala kültürümüz içinde izleri var ve hala yaşıyor. Mesela hayvanların yuvalarını bozmamak, eşiğe basmamak, üçlemek diyerek bir şeyi üç kez tekrar etmek bunlar işte o eski Türk Budizm’inden bize miras kalanlar. Ama bir tanesi var ki, hepimiz onunla büyüdük. Bu ezbere bildiğimiz tek ninni “Dandini dandini dastana, develer girmiş bostana…” diye başlar. Malum develer Fergana’ya uğrayan İpek Yolu’nun kervanlarında, Budist olan Türkler vejetaryen olduğu için Han’ın buyruğu ile çobanlar bostancılığa başlamış ortaçağda, o bostan işte o bostan. “Dan din” sesi çanı anımsatıyor değil mi? Davet için Budist Tapınaklarında üç kere çalınır. Diyeceksiniz ki ne ilgisi var, var kardeşim var, Dastan kelimesi Teleütçe, Sayan-Altay bölgesinde ve ortaçağda Türk Budist tapınaklarına verilen isim. Yani, çan çalındı hadi Dastan’a git, ama dikkat et boş bıraktığın bostana İpek Yolu kervanından deve dadanmasın, çünkü o sebzeler öğle yemeğin. Bu çok ama çok eski ninniyle büyümüşsün Buddha heykelini terlikle dövsen de bu senin DNA kodunda hala yaşıyor, atalarını üzme, eli silahlı teröriste refleks ile saldıran bir zalim devlete de Budizm inancını kötülemek için iftira atma, aslını bilmeyen çünkü başkasının silik bir fotokopisi olur…

15 Eylül 2017 Cuma

Papus’e Göre Yükselen Burç ve Fiziksel Özellikler | Savaş Çağman

Papus bir önceki yüzyılın en önemli Hermetik Astroloğu desek yeridir. Ptoleme’den ve Lilly’den bu yana aktarılan Kadim Astroloji geleneğinin devamı olan Papus, özellikle Astroloji ile uğraşanlar için büyük sorun taşıyan Yükselen Burç meselesine gelenekten süzülen bir bilgi ile yaklaşır. Yükselen Burç, bizim doğum haritamızda doğum saatimiz ile belirlenen ve Birinci Evi teşkil ettiği için tüm haritayı şekillendiren bir veridir. Bu veri olmadan çok da doğru bir sonuç elde edilemez, ama danışanların fiziksel özellikleri ve en azından gündüz mü gece mi doğduğunu tayin etmek işi kolaylaştırır. Papus sıra ile Yükselen Burç konumlarının verdiği fiziksel özellikleri sıralamakta;
Koç Burcu yükselen burç konumunda kişiye; heybetli olmamakla birlikte kuvvetli atletik bir beden verir, kadınlarda ise bu özellik Erkek Fatma dediğimiz tipleme ile karşımıza çıkar. Yükselen Koç, orta boylu, uzun yüzlü, kaşları kalın kişilerdir. Boyun hayli uzun, belirgin ve köşeli çeneleri kuvvetli gözükür. Yükselen Koç’ta ten esmere yaklaşır. Yine Koç yükselen burç olduğunda kişi ana burcu özelliklerine daha cesur, istekli, korkusuz, inatçı, kavgacı, vakur olma özelliklerini ekler.
Boğa Burcu yükselen burç konumunda kişiye; orta bir boy, kuvvetli ve biçimli bir beden, geniş bir alın, kısa kalın boğa gibi boyun verir. Yükselen Boğa’da koyu renk saçlar, donuk bir ten ve hayli bir geniş ağız olarak yüzde belirginleşir. Bu kişiler yükselen burç konumu Boğa ile geleneksel, alışkanlıklarına ve rahatına düşkün, eli açık, para tutamaz, oyuna ve kazanmaya düşkün, iddiacı biraz soğuk ve kapalı, yeme içmeye düşkün, kolay öfkelenmez ama kızarsa dağları devirecek bir mizaç verir.
İkizler Burcu yükselen burç konumunda kişiye; kuru, uzun ve düz bir beden verir, bu kişiler konuma açıya göre çok uzun boylu olabilirler. Yüzleri uzun, ten pembe, saçlar kumral ya da koyu renk, gözler kahve ya da gri olacaktır, zekâları gözlerinden gözüken dili tatlı, ikna edici, çapkın bakışlı kişilerdir. Bu keskin bakışlı İkizler Burcu yükselen burç konumunda kişiye ana burcu özellikleri yanında hızlı, hareketli, uçucu, flört seven ve vefasız olma özellikleri de eklenecektir.
Yengeç Burcu yükselen burç konumunda kişiye; orta bir boy, beden üst kısım alt kısımdan daha genişi olduğu bir yapı verir. Yüzü küçük ve yuvarlaktır, ten soluk ve hassas olur, saçlar kahve ve genelde gözler küçük düşünceli ve gr renkte olabilir. Yine Yengeç yükselen burç olduğunda kişi ana burcu özelliklerine daha ılımlı, erkekse biraz daha huysuz, konuşkan uzlaşmacı, hoş, pasif-agresif olma özelliklerini ekler.
Aslan Burcu yükselen burç konumunda kişiye; oldukça hoş, geniş bir beden, orta boy, cüsseli, havalı, omuzları geniş olma gibi fiziksel özellik verir. Bu kişiler saçlarına önem gösterir veya uzatma eğilimdedir. Gözler büyük ve belirgin, yüz oval, ten kızılımsı, saçlar açık renk ya da kızıl olacaktır. Aslan yükselen burç olduğunda kişi ana burcu özelliklerine yüksek ruhlu, kararalı, gururlu, cömert, yönetmekten hoşlanan, onurlu, tutuklu olma özelliklerini de ekleyecektir.
Başak Burcu yükselen burç konumunda kişiye; orta cüsseli beden, çok zarif ve sıkı esmer bir ten verir. Yüz hatları geometrik, şekilli ve sağlıklı bir havaları vardır. Bu kişiler çok zeki çalışkan ve mizahi olurlar. Başak yükselen burç olduğunda kişi ana burcu özelliklerine düzenli, sağlığına dikkatli, tertipli, düzenden hoşlanan, iyi ve süssüz olma özelliklerini de ekleyecektir.
Terazi Burcu yükselen burç konumunda kişiye; uzun zarif bir beden, kusursuz güzel saçlar, anlamlı ve zarif bir yüz verir. Bu kişiler genelde kahverengi saçlı, mavi ışıltılı gözlere sahip olurlar, açık renk gözleri olmasa da çok hoş bakışlıdırlar. Terazi yükselen burç olduğunda bu kişi ince şeffaf tenli, mizacı soylu ve dostane, iyi yüksek düşünceli, güzelliğe hayran olan bir kişilik olur. 
Akrep Burcu yükselen burç konumunda kişiye; kuvvetli ve hayli yapılı bir boy verir, cüsselidir veya şişmanlamaya meyillidir, esmerce kızıl bir teni, koyu saçları olur. En belirgin özellikleri kartal gibi burun şekilleri veya sert hatlarıdır. Akrep yükselen burç olduğunda kişi ana burcu özelliklerine kızgın, gururlu, içine kapanık, kendi kendine, inzivaya çekilen, ağzı oldukça sıkı, düşünceli ve bireysel olma özelliklerini de katacaktır.
Yay Burcu yükselen burç konumunda kişiye; genelde erkekse yakışıklı, kadınsa çok güzel olur. Hatları oldukça alışıla gelmişten farklı ve yabancı milletlerden kişilere benzer. Yay yükselen konumu, ortada uzun boylu, kozmopolit gözüken, kanlı canlı, oval yüzlü, şişmanlamaya ve ya kas yapmaya meyilli, parlak saç renkli, aydınlık gözlü kişilerdir. Yay yükselen burç olduğunda kişi ana burcu özelliklerine tez canlı, aceleci, buyurgan, sebat etmeyen, neşeli, özgür olma özelliklerini de dâhil edecektir.
Oğlak Burcu yükselen burç konumunda kişiye; orta cüsseli, oranlanmış ya da çelimsiz rastgele bir hat verir. Bu kişiler çocukken “büyümüşte küçülmüş” veya her yaşta yaşlı ruhlu kişilerdir. Oğlak Burcu yükselen burç konumunda uzun sivri çeneli, melankolik, kapalı, dar omuzlu, gözleri küçük delici fiziksel özellikler verir. Bu burçta yükselenler ana burçlarının özelliği dışında çok çalışkan, işinde azimli, işkolik kişiler olurlar.
Kova Burcu yükselen burç konumunda kişiye; orta boylu, biçimli, sağlıklı görünüm, olumlu berrak, kanlı canlı, sarı veya kahverengi, bazılarında daha koyu kahverengi saçlar verir. Kova yükselen burç konumunda dış görünümü etkileyici, edalı, flört seven, arkadaşlarına çok önem veren, sevecen, iyi tabiatlı özellikler de verir.
Balık Burcu yükselen burç konumunda kişiye; kısa kemikli bir beden, kahverengi saçlar, soluk bir ten, nemli sulu gözler verir. Bu kişilerin genelde Ay gibi ve küçük yüzleri olur. Balık yükselen burç olduğunda kişi ana burcu özelliklerine olumsuz, karamsar, çekimser, çekingen, hareketsiz, zararsız, dostlardan kolay etkilenen özellikleri de dâhil eder.