1 Mayıs 2016 Pazar

Şu Şifa Şifa Dedikleri | Savaş Çağman

Gündelik hayat, şu kapkara sistem yüzünden bireyi çaresiz kılmakta. Kapitalizm önce baş ağrıtıp sonra ilacından da nemalanan bir düzen. Hepimiz, doğal, organik, orijinal gibi sıfatlarla fazlaca takıntılı halde haşır neşiriz şu aralar. O aralar da sanırım bu son 20 seneye denk geliyor.
1980'lerin ortalarında Kaliforniya'dan yükselen Straihgt Edge akımı ile, beden tapınağına geri dönüş konusunda bir uyanış başladı. Bu aslında kapitalizmin yarasını hayvani bir reflkesle yalamasından ibaretti. 1980'lerin başından itibaren fit olmak, sağlıklı olmak, 1990'larda organik, doğal olana yönelmek şekline büründü. Tabii bu da bir pazardı...
Kişinin ruhsal çaresizliği "şifa bulmalıyım" paniği ile, "hastalanmamalıyım" korkusu ile beslediler, aynı pazarlama amacıyla. Sağlık kadar, hastalanmak da doğaldır halbuki. Bu eğilim, bu zinde kalma, sağlıklı olma, bedenini diri ve güzel tutma takıntısı, sadece beslenme değil ruhsal gelişim konusunda da kişileri meşgul etmeye başladı. Sonuç yeni binyıl şifacıları olarak karşımıza çıktı.
Şamanizm, Tao, Samkhya, Kabala ve daha birçok şuur ekolü sağlıklı bedenle ruhsal gelişimin olacağını bildiği için bedeni iyileştirme konusunda uzmanlaşma eğilimdeydi. Bu kaynaklar yeni bin yıl şifa şarlatanları için iyi doneler sundu. Halbuki buradaki amaç insanın evrenle bütünleşmesi, kişisel olarak Kamil hale gelmesi, ahlaken güzelleşmesi esasında hareket etmekteydi. Ama içi boşaltıldı. Olumlu ol, ya da moda tabiri ile "pozitif ol" aynı Protestan'ların "God is Love" sloganında olduğu gibidir. Evet Tanrı Sevgi'dir ama eşcinselsen ya da zenci bak o aşk seni kapsamaz ırkçılığında olduğu gibi, pozitif ol önermesi de anlamından kopup yeni bir taassuba dönüştü.
Amaç beden diriliği olunca; renk, ses, mantra, belirli bedensel temrinler şifacıların içi boş malzemeleri haline geirildi. Amerika'nın Protestan zevksizliği içinde seminerlere dönüştürüldü, deneyim olmaktan çıkarılıp "bunu 10 kere tekrar et, şifa olsun" kolaycılığına kaçıldı. Ruhlarını terbiye edenlerin 40 gün çöllerde kalışı hafife alındı. İki kitap bir kursla ortaya çıkan haddini bilmez, egosu şişkin, para sevdalı kişisel gelişimcilerle bu konular yozlaştırıldı.
Hiçbir şifa çalışması bir yoldan gidemez. Sadece sesle şifa, sadece renkle şifa, sadece mantra ile şifa mümkün değildir. Bunların tümü ile çalışan düzenler, bir yolun disiplini ile yapılmalıdır. Adaçayı yak negatif enerji yok olsun zikri ne yazık ki bunu bedeninde başarmayan ile mümkün değildir. Sihirli formüller, tekrarlar, virtler de bir işe yaramaz.
Kendi söküğünü dikemeyen terzilerin bahar kreasyonunu izliyoruz dostlar. Kendi olmamış olan nasıl başkasını oldurabilir? Beden dilleri yanlış, egosu ortada, böbürlenmekten başka bir hikmeti olmayanlar neyin şifasını dağıtabilir? Bir olumluluk çalışması içinde önce var oluşumuzun anahtarı egonun farkında mıyız? Şifanızın başlangıcı burada gizli bunu biliyor musunuz? 
Bir gün küçük bir kedi yavrusuna şefkatinizle, herhangi bir insana olan şefkatiniz aynı hale geldiğinde, başınıza gelenlerin hepsinin bir amacı olan eğitim süreci olduğunu bildiğinizde, dünyadaki tüm kutsalları selamladığınızda, hayatta oluşunuzu tüm hayat formlarını severek kutladığınızda zaten şifa çalışmanız başlamış olacak; diğer bilgi ise bu güzel resmin çerçevesini oluşturacak. Ben olmayı devreden çıkarmamış, Hiç olmayı önemsemeyen şifacılardan da alabileceğiniz tek şey ömrünüzün bir anının ve maalesef cebinizdeki paranın kaybolmasından öteye gidemeyecek...