5 Ocak 2019 Cumartesi

Aile Dizimi ve Jill Purce Hakkında | (Tedüçi) Savaş Çağman Coşkun

Yakın bir geçmişten bu yana Aile Dizimi denilen şeyi kulaklarımız işitiyor. Hatta yakınlarda Gülse Birsel komedi dizisinde bunu yerden yere vurarak tiye bile aldı. Dizideki alt gelir grubundan iki karakterden kadın olanı Aile Dizimi, saçı Rasta’lı ama fakir olarak çizilen dizi karakteri ise güya besin danışmanlığı ve spiritüel danışmanlık, ortaya karışık bir şeyler yapılıyor. Gülse Birsel’in kalemine takılan bu avamlaşma söz konusu. Ama avamlaşma var diye bu konunun doğru uygulayıcıları ve bu teknik bu kadar kolay taşlanmalı mı?
Önce bu Aile Dizimi nedir ona bir bakalım. Bu tekniğe İngilizce Family Constellations denilmekte. Buradaki constellation sözcüğü, takımyıldızlar gibi belirli bir sıraya koymak kavramını anlattığı için dilimize dizim kelimesi ile aktarılmış. Bu tekniğin, Güney Afrikalı Zulu kabilesinden ödünç alındığı söylenmekte, ama tekniğe büyük katkıları olan Jill Purce, özellikle Tibet Budizmi, Tantra ve Çin kültüründeki atalara saygı geleneklerinden etkilendiği de söylenebilir. Bu teknik psikolojik, alternatif bir şifa yöntemidir. Sorunların kaynağı olan sistematik dinamiği bulmak için aile geçmişinin değerlendirilmesi yöntemidir, en yalın anlatımı ile. Kişilerden geçmiş sorunlar hakkında canlandırma yapmaları istenmektedir. Burada o kuşağı kilitleyen ana davranış motifinin değiştirilmesi amaç edinilmektedir. Kişiler geçmişleri ile karşılaşılır, geçmişin temsilcileri ile yapılan bu buluşma gerçeklerin kabulü ile sonlanır. Bir çözülme, anlama ve kabul süreci yaratılır.  
Aile Dizimi, geleneksel bilişsel, davranışsal ve psikodinamik psikoterapi biçimlerinden önemli ölçüde farklılaşır. Bu teknik, Fizikçiler tarafından kuantum problemi olarak tanımlanmıştır ve kurucusu Bert Hellinger, Morfik Rezonans hakkındaki fikirlerini bu tekniği açıklarken dâhil eder. Terapinin olumlu sonuçları, Öneri ve Empati gibi geleneksel psikolojik açıklamalara bağlanmıştır. Genelde bu tekniğe pozitif bilimden gelen tavır budur. Bert Hellinger, bu tekniği geliştirirken onun karşısına çıkan Jill Purce ve eşidir. Yazının da ana konusunu bu ilginç çifttir. Aile Dizimi konusunda çalışmaları olan Franz Brentano, Edmund Husserl, Martin Heidegger, Jacob Moreno, Iván Böszörményi-Nagy, Milton Erickson, Eric Berne, Virginia Satir ise bu konuda başka referans konularıdır.
Hellinger, yaklaşık on altı sene Güney Afrika’da bir Katolik rahibi olarak yaşadı. Bu dönemde 1960’a dek olan bu süreçte Zulu kabilesi üzerine bir dizi çalışma yapabildi. Onların dünya görüşü ve ritüelleri hakkında derinlemesine bilgiler edindi. Kabilenin ebeveynler ve atalar olan tutumları onu çok etkiledi. Bu tipik bir Avrupalının tutumundan çok farklıydı. Heidegger, insan olmanın, kendini açık bir mantıksal, ontolojik ya da ahlaki yapıya sahip olmayan bir dünyaya bulunmak olduğunu düşünüyordu. Benlik hissi onlarda daha değişikti,  geleneksel Zulu halkı, ataların merkezi odak noktası olduğu dini bir dünyada yaşıyor ve hareket ediyor, çok derin bir güven duygusuna sahip oluyordu. Bu güven kavramı Eski Türk Kamlık inancındaki Qut kavramına çok benzer. Hellinger, bu bağlamda anahtarın atalarla buluşmak/barışmak olduğunu düşünmeye başladı. Aile Dizimi terimi, ilk olarak Alfred Adler kullandı. Kısaca bu teori, bireyin aile sisteminin diğer üyeleri ile ilişkili olduğu ve onunla bağlantılı olduğu fenomenini ifade etmek için biraz farklı bir bağlamda kullanılmıştır.
İşte burada, 1947 doğumlu Jill Purce çıkar. Kendisi Orta Asya kökenli ve Tibet’te de rastlanan gırtlak şarkıcılığı, insan mandalası kurarak Aile Dizimi’ne farklı bir yön veren bir ses sanatçısı ve ruhsal öğretmendir. Aslında hikâye onda başlar, çünkü bu teorinin ilk oluşturan kişileri onunla da temas etmiştir. Yani hem bu tekniğin yaratıcı düşüncesinde yer almış, daha sonra da ona kendi yorumunu vermiştir. Otuzu aşkın kitap üretmiş, Londra’da King’s College’de Biofizik bölümünde çalışmalar yapmış, ünlü Alman Çağdaş Müzikçi Stockhausen ile müzik üretmiştir. Onun ana konusu ses ve titreşimin ruhani alandaki tezahürüdür diyebiliriz kolayca. O Aile Dizimi ile şarkı söylemeyi birleştiren eşsiz bir teknikle karşımıza çıkar. Bu kadar önemli birinin, bu kadar ülkemizde tanınmıyor ve bilinmiyor olmasına (bir yozlaşmaya kurban gitmesi olasılığı göz önünde bulunurken) sevinmeli miyim üzülmeli miyim bilemiyorum?