2 Mayıs 2016 Pazartesi

Meredith Monk Konseri | Savaş Çağman

28 Nisan 2016 Perşembe 12:00, Garanti Caz Yeşili konserler dizisinde hiç de haz etmesek de Zorlu Center konser salonunda ömürlük, ömür boyu beklenen bir buluşmaya koştuk. Zorlu Center içi o kadar yüksek olsa da o kör akustiği ile, insanı, onun oluşunun anahtarı sesi yutan, yok eden yeni çağın bir simgesiydi gözümüzde, hele ki konser salonuna bir mimar ile gitmek konuda beni oldukça aydınlattı. İnsan için olmayan, isim için olan bu yapı İstanbul'un en nefes aldığı, rüzgarlarının birleştiği bir tepeye kondurulduğunu söyledi, mimari duyarlılığının yüzünden bıraktığı o esefle... Oyunbozanlık etmeyip konser salonuna girdik.
Tanığı olacağımız, inanılmaz Meredith Monk'tan başkası değildi. 1942 doğumlu şarkıcı hala bir anıt gibi, hala bizlere esin vermeye devam ediyor, onu görme fırsatı ayağımıza kadar da gelmiş, kaçırmak olmazdı. Heyecanla bekledik o anı. Buluşma bomboş sahnede bir çıplak mikrofona nefesini katması ile başladı. Kendi anlatısıyla Meredith Monk her şeye folk music ile başlamış, anne tarafından kuşaklarca şarkıcı yeiştirilmiş bir ailenin evladı, annesinin turnesi sırasında bir konser çocuğu olarak Peru Lima'da dünyaya gelmiş, o yüzden espriyle karışık kendine İnka'lı Yahudi demeyi ihmal etmemiş.
Konserde onu bunu çaldı demek istemiyorum; çünkü şarkının hiçbir önemi yoktu... O duruşun önemi vardı. Birileri onun her şaklaması, her dil tıkırtısını, nefesini, ses oyununun tekniğini notlar alıp taklit etmeye gayret etse de, bunun bir temrin değil bir olma hali olduğunu kaçırır. Meredith Monk öyle kendisi ki, öyle tek ki... Sahnede sesiyle kılıktan kılığa girerken, eterik bedenini büyüterek tüm salona yayarken, biz azımız açık, o dinleyeni dirilten sesin büyüsüne kapılmıştık. Kelimelerin hepsi kifayetsiz, kelimeler yetmiyor, o an için, oluşa tanık olmanın eşsizliğini tanımlarken... Onun Extended Technique olarak da açıklanan eşsiz yaklaşımını biraz olsun anlatabilen bir kelam etmişti o gece Meredith Monk. Konserde bahsettiği bir şeyden alıntı yaparak bitireyim; "İnsan sesi, insanın ilk çalgısı, o yüzden bir dile de ihtiyacı yok.."