16 Mayıs 2016 Pazartesi

Abıta Tanrı | Savaş Çağman

Abıta Täŋri” metni, Amida Budizm’ine ait “Tai Pai Lin Shê” isimli (Rahmeti Arat çevirisinnde “Tay Pay Lin Şı”) Çince metinden Eski Uygurcaya çeviriler yapılmıştı. Türk Budist şairi Ki-Ki de bu metinden yola çıkarak “Abıta Täŋri” isimli nazım olarak kaleme almıştır. Metinde; "abıta täŋri burķanığ, ayayu saķınmak ömekig, amrılıp olurğu dyanığ, ayu sözleyü birelim" olarak geçen kısmında Rahmeti Arat; “Abita tanrı burkanı, hürmetle yâd edip hatırlamayı, sükûn içinde dalınacak dhyāna’yı söyleyip anlatıverdim” olarak çevirir. Metinde geçen iki kavram Türk Budist tarihinde önemli iki kavramın da aydınlatılması olmaktadır. Öncelikle Ki-Ki metnin muhteviyatını şiiri içinde belirtirken “Tayşiŋ nom-nuŋ içinte, talulap yığıp men Ki-Ki taķşutķa intürü tegindim” yani “Tayşiŋ töre kitabının içinden, ben Ki-Ki seçip toplayarak, nazma düşürmeye gayret ettim” der.
Tayşiŋ Töresi, Çince çeviri yazı ile yazılışıyla Tai Shêng, büyük Taşıt Mezhebi denilen Mahāyāna Budizmi'ne işaret etmektedir. Fakat bu Budizm’in Çin’de aldığı biçim olan Abita Budizm’i, yani Arık Ülke Budizm’i Türkler arasında benimsenen ilk mezheptir. Bu mezhebin meditasyon uygulamasına Sanskritçe dhyāna denilmektedir, ve metinde “amrılıp olurğu dyanığ” mısrasında anılmaktadır.


Dhyāna kelimesi Çince’de chán halini alır. Sanskritçe karşılığı derin tefekkür, derin düşünce halinde olma durumu anlamındadır. Çin’e Budizm’in girişi 6ncı yüzyıla denk gider. Ama tutunması özellikle Tang ve Song Hanedanları döneminde olmuştur. Tang Hanedanı 618–907 yıllarından hüküm sürüştür. Ondan sonra gelen Song Hanedanı da 960–1279 hüküm sürmüş, Moğol istilası sonrası Kubilay Han döneminde kurulan 1271–1368 yılları arasında hüküm süren Yuan Hanedanı döneminde ise hemen tüm Çin’de Arık Ülke Budizm’i de denilen Abita Budizm’inin ağırlıkta olan inanç olduğu bilinmektedir. 
Chan kelimesi güneye yayılırken, örneğim Vietnam’da “Thiền” doğuya yayılırken örneğin Kore’de “Seon”, ve 13ncü yüzyıl sonrası Japonya’da “Zen” adını alır. Türklerin Budizm’le tanışması, kabulü ve metinlerin çevirisi, Çin’de Tang ve Song hanedanları hüküm sürerken, kaynak olarak Çince metinler kullanılarak olmuştu. Tang ve Song hanedanları sırasında, zaman içinde Chan Budizm ekolü, Japonya’daki ismiyle Zen önem kazandı. Song Döneminde de altın çağını yaşadı. Aslında kısaca Zen, Chan, Abita Budizmi, Abıta Burkhancılık, Arık Ülke Budizmi aynı düşüncenin soluk nüanslı veçheleridir...
Chan Budizmi’nin ilk fikri “Hiç Olma” veya “Hiçlik”, son derece Çin’e özgü Wu Şamanizm’i, Taoculuk ile Budizm'in karşılaşması ile oluşan Erken Çin Budizm’i olarak da okuyabileceğimiz Arık Ülke Budizmi, Türkler arasındaki sonraki adı Abıta Burkhancılık, hiç üzerine tefekkürü, nefsi öldürmeyi, bunun gibi cümleleri Tasavvuf’tan daha önce kurmuştu. Sanırım Pamir Aleviliği, Anadolu Aleviliği, Anadolu Tasavvufu bu eğilimin kuşaklar boyunca aktarıldığına güzel örneklerdir...
Saska, Ki-Ki’nin bir çok metnini 2015-2016 yılları arasında seslendirdi. Ki-Ki’ye ait “Abıta Täŋri” metni de grup tarafından şu sıralarda besteleniyor, sahnelenmeye hazırlanıyor. Ki-Ki’nin başka bir Budist metni de dinlemeyi dilerseniz yazımın sonundadır.