7 Haziran 2016 Salı

Dokunduğum Herkes Uzaklara Gider | Savaş Çağman

Bazı şehirleri, kalbim gibi yıktılar. Enkazında bir çift nergiz olmasın diye küle boğdular. Bazı şehirlerin sokakları artık umutlarım gibi bomboş. Issızlaştığım yerde hangi şarkıyı mırıldanayım? Çok değil daha bir yıl önce bambaşka biriyken, ben başka'yken, dallarımda tomurcuklar vardı. Oysa olan olmuş. Şimdiyse içimde kara kış, haykırışlar, dudağımda bir çölün suskunluğu...
Üzülmeyeceğim bu defa dedim. Bu defa başka olacak, oysa başıma gelen aynı... Bazı şehirleri uzak kılmışlar sevdiğim sevilesi aşıklar için, dilbilgisinin içinden en kolay fiili çeksem; kaybetmek geniş zamanda. Ama bilin ki bu defa, yenilemeyecek kadar kaybetmişim. Orta yaşın sakinliğinden midir neden bu kadar sakinim? Enkazımda kurumuş eğreltiotları var, oysa ben hep harabelerime saray isimleri takmadım mı? Hep kendime söylediğim bir yalanım olmadı mı? Hep kendi kendimin kalpazanı olmadım mı? Neden şimdi bu gerçekçilik merakı? Yine masallar uydurabilirim, peki direnmek için bir nedenim var mı? Yaşayabilirim. Ölebilirim. Beklemekten başka ne çarem var? Peki bekleyebilir miyim?
Dokunduğum herkes uzaklara gider. Hep öyle oldu. Belki de alışmak lazım buna... Peki neden hala şaşırıyorum? Oynadığım her kumarı kaybetmedim mi? Peki neden hala aşkta kazanamıyorum? I-ıh acımıyor, ama eski vefasız bir dost gibi aynı sızı, hesaplanmadan çıkageliyor... İnsan derler ki alışıyor, yalan, alışılmıyor, alışılmıyor...