6 Mart 2008 Perşembe

Asya’nın Orta Yeri Sinema (Makale)

Aslında kısıtlı bir alanda bahsedilemeyecek kadar zengin bir gelecek oluşturan Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek sinemasının tarihi yanında genç sinemacılarına da değinmek istiyoruz. Sinemayı anlatırken, onu var eden, senaryoyu okunandan izlenen haline getiren, oyuncuları yönlendiren yönetmenlerden yola çıkmayı yeğleyeceğiz.
Yedinci Sanat, İç Asya’ya on dokuzuncu yüzyılın sonunda tüm dünyaya yayıldığı gibi gelmişti. İlk film gösterimi bu coğrafyada 1897 yılında Taşkent’te oldu. 1914 yılan gelindiğinde Özbekistan’da yirmi beş, Kazakistan’da yirmi, Türkmenistan’da altı, Kırgızistan’da ise bir film gösterilen salon vardı.
Ulusal sinema oluşmadan önce Freilikh, Mikhail Doronine, Mikhail Averbakh, Dziga Vertov, Iouli Raizman gibi önemli Rus yönetmenler İç Asya’ya gelerek filmler çektiler. Ünlü Kırgız yönetmenler Bolot Şamiyev’in ve Tolomuş Okeyev’in de belirttiği gibi sanatı ve toplumu Stalinci bir anlayışla standartlaştırma eğilimi ulusal sinemaların gelişmesine zemin hazırlamadı. Ancak İkinci Dünya Savaşı sonrası hem sinema birliklerinin, hem de siyasal değişimin gelişi buna olanak sağladı.
Özbekistan’da 1924’te ilk bir sinema vakfı kuruldu. Boukhkino böylelikle ilk filmini gerçekleştirdi. 1925’de Buhara’da kurulan bu şirketten başka Uzbekgoskino faaliyete geçti. Böylelikle çok erken bir tarihte Uzbekfilm şirketinin temelleri atılmış oldu. Aynı yıl Zvezda Vostoka (Doğu Yıldızı) isimli film Uzbekfilm şirketi alametiyle yapımı gerçekleştirilen ilk film oldu. Aynı yıl N. Şçerbakov “Pahta-Aral” filmini, Vyaçeslav Viskovskiy “Ölüm Minareleri” filmini, Dimitri Bassalıgo ise “Müslüman Kadın” filmini çekti. 1931 yılında Nabi Ganiyev “Uçuş” filmini çekişi Öbek ulusal sinemasının milâdı kabul edilebilir.
1904 doğumlu Nabi Ganiyev Öbek sinemasının üstatlarından ilkidir. Onun büyük yeteneği hem ülkesinde hem de dünyada takdir görmesini sağlamıştır. Yirmili yaşlarından başlayarak asistanlıktan aktörlüğe dek birçok filmde yer alan bu ünlü Özbek yönetmenin “Uçuş” (1931) “Ramazan” (1932) “Ölüm Kuyusu” (1933) “Biz Kazandık” (1941) ve anıtsal işi “Tahir ile Zühre” (1945) “Nasreddin’in Maceraları” (1946) ve “Fergana Kızı” (1948) sayılabilecek belli başlı filmleridir. Nabi Ganiyev 1952 yılında vefat etmiştir.
Önemli Özbek sinema adamlarının başında Kamil Jarmatov (1903-1978) gelmektedir. 1955 yılından sonra Özbek ulusal sinemasında ikinci kuşak yetişmiştir; Şuhrat Abbosov, Juldaş Agzamov, Ravil Batırov, Latif Fajiyev, Ali Hamrayev, Eler İşmuhamedov, Zadig Sabitov bunlardan en önemlileridir. 1980’li yıllara dek başka yönetmenler de Özbek sinemasında yetişmiştir; Hizirulla Ahmedov, Amo Bek-Nazarov, İskander Hamrayev, Ajder İbragimov, Kamara Kamalova, Uçkun Nazarov, Damir Salimov, Anvar Turayev.
Yetmişli yıllara gelindiğinde Özbekistan sinemasında önemli başka isimler karşımıza çıkıyor; bunlardan ilki Melis Abzalov. 1938 doğumlu yetmişli yıllarda çektiği filmleriyle sinemada kendine yer edinen Abzalov Özbekçe çekmeyi yeğlediği filmlerinde küçük Özbek kent ve köylerinde gündelik hayatı benzersiz işleyişiyle tanındı. Genç Özbek sinemasının önde gelen isimlerinden biri Cakhongir Faiziyev’dir. 1961 yılında Taşkent’te doğan yönetmen 1988’de çektiği “Köpek Çorbası” isimli filmiyle ilgi çekti. 1989’da gerçekleştirdiği “Siz Kim Siz?” Bir yol filmi olmasının yanında tartıştığı konularda da ses getirdi. Genç Öbek sinemasının diğer isimlerinden Elier İşmuhamedov da yetmişli yıllardan başlayarak Özbek sinemasına damgasını vurmuştur.
Türkmenistan sinemasının doğum tarihi 1926, doğum yeri ise Aşkabat olarak belirtilir. 1929 yılında A. Vladçuk’un çektiği “Beyaz Altın” Türkmenistan’da çekilen ilk filmdir. Bu tarihten sonra Türkmen ulusal sinemasının temelleri atılmaya başlanmıştır.
Türkmen sineması deyince ilk akla gelen kişilerin başında Hangeldı Agahanov bulunur. 1958 yılında çektiği “Birinci Sınav” onun sinema dilini en iyi yansıtan eseridir. Bunun dışında 1914 yılında doğan Mered Atahanov Türkmen sinemasının yaratıcılarındandır. Atahanov sinema dışında Mari’de birçok oyunda hem aktör, hem de yönetmen olarak görev almıştır.
Başka bir önemli Türkmen sinema yönetmeni Altı Karliyev, 1909 doğumludur ve 1973’de vefatına dek Türkmen sinemasının önemli işlerine imza atmıştır. Karliyev Baku’de 1920 yılında tiyatro eğitimini tamamlamıştır. Aktörlüğü dışında Türkmenistan’da ilk opera temsilini sahneye koymuştur. İlk önceleri “Dursun” gibi sinema filmlerinde oyuncu olarak rol almış sonra da Türkmen sinemasının önemli mihenk taşları olan “Mahtumkuli”, “Mukam’ın Gizi” gibi önemli filmleri yönetmiştir.
Bulat Mansurov, Hocakuli Narliyev en önemli Türkmen yönetmenlerdir. Türkmen sinemasında diğer önemli yönetmenlerse Altı Artıkov, Halmamed Kakabayev, Tahir Sabirov, Muhammed Sojunhanov olarak sayılabilir.
Genç Türkmen sineması denilince ilk akla Aman Cumayev gelmektedir. Cumayev 1954 Aşkabat doğumludur. Taşkent Tiyatro Enstitüsünden diplomasını 1977’de alır. Tiyatro yönetmenliği de yapan Cumayev birçok belgesele de imza atmıştır.
Halmamed Kakabayev önemli başka bir Türkmen yönetmendir. 1939 yılında doğan yönetmen Aşkabat Konservatuarına devam etti. Aşkabat Opera Balesinde sahne asistanı olarak görev aldı, orkestra şefliği ve televizyon yönetmenliği de yapan bu çok yönlü sanatçının filmleri başında 1979 yılında gerçekleştirdiği “Altının Rengi” ve “Oğul” Türkmen sinemasında önemli eserler arasında sayılmaktadır.
Bülbül Mamedov 1950 yılında Kızıl-Arvat şehrinde dünyaya gelmiş Türkmen sinemasının sok kuşak yönetmenlerindendir. Tiyatro fakültesini bitirdikten sonra Moskova’da tiyatrolarda aktör olarak görev almıştır. 1983 yılında çektiği “Hilekâr” onun ilk filmidir.
İki kardeş yönetmen Hocakuli ve Hocadurdı Narliyev yetmişli yıllardan başlayarak Türkmen sinemasının önemli isimlerinden olmuştur. Hocadurdı Narliyev kardeşinin filmlerinin bazılarında senaryo yazarlığı ve oyunculuk da yapmıştır. Hocakuli Narliyev, 1964’de çektiği “Ben ve Kardeşim” ile yönetmenliğe başlamış, 1990’da çektiği “Mankurt” ile ilgi çekmiştir.
Kırgız sineması İç Asya’da en genç olan sinemadır diyebiliriz. İlk sinema kuruluşu 1930 yılında Firunze’de kurulmuştur. Kırgız-film’in kuruluşu ise 1946’dır. Kırgız sinemasının bu tarihten sonra birçok üstadı olmuştur. Kısa anmak gerekirse; Gennadi Bazarov, Tolomuş Okeyev, Bolotbek Şamsyev, Melis Ubukeyev, Dinara Asanova, Sagınbek İşenov, M. Kovalev.
Kazakistan’da çekilen ilk film 1925 tarihinde Kızıl-Orda kentinde düzenlenen resmi bayramın görüntüleri olan bir belgesel filmdir. 1928’de Moskovalı Vostok-film Alma Atı’da bir büro açması Kazakistan’da sinema adına bir hareketlilik getirmeye başlamıştı.
Kazak sinema üstatlarının başında Huat Abusejtov gelmektedir. 1904 doğumlu yönetmen anıtsal işleriyle tanınmaktadır. Bunun dışında Şaken Ajmanov, Efim Aron, Majit Begalin, Emir Fajk, Sultan-Ahmet Hocikov, Abdulla Karsakbayev, Eldor Urazbayev, Kanınbek Kasımbekov, Azerbaycan Mambetov, Bulat Mansurov önemli Kazak yönetmenleridir.
Genç Kazak sinemasının önde gelen isimlerinden ilki Serik Aprımov’dur. 1960 yılında Semipalatinsk bölgesinde dünyaya gelen yönetmen, 1988 yılında Sergey Soloviev’in sınıfından mezun olmuştur. Moskova’da 1990 yılında ödül alan yönetmen sinema hayatına 1986 yılında çektiği “Bir Motor Üzerinde İki Adam” filmiyle başlamıştır. 1987’de “Hipnoz Eden” ve 1989’da çektiği “Terminus” yönetmenin özgün sinema dilini yansıtan işlerdir.
Yeni Kazak sinemasının diğer genç ve özgün ismi Aleksandr Baranov’dur. 1955 doğumlu olan Baranov, birçok senaryoya ima atmıştır. Özellikle Bahıt Kilibayev ile ortak yönettikleri deneysel, karşı-kültür filmleriyle dikkat çekmiştir. Bahıt Kilibayev 1958 yılında doğmuştur. Leningrad Üniversitesinde öğrenimini tamamladıktan sonra tüm senaryolarını ve filmlerini ortak yapacağı Aleksandr Baranov ile çalışmaya başlamıştır. 1989 yılında “Üçlü”, aynı yıl “Günümü Kadını” ve “Kene” ikilinin önemli işlerinin başında gelmektedir.
Genç Kazak sinemasının önemli isimlerinden Ermek Çinarbayev 1953 yılında dünyaya geldi. 1974’de eğitimine devam ederken filmlerde çalışmaya başladı. Koreli senarist yazar Anatoli Kim’in tüm eserlerini Rusça’ya çeviren Çinarbayev sanat yönetmenliği yanında Kazak-film kuruluşunda yapımcılık da yapmıştır. İlk filmi 1972 yılında çektiği “Aldebaran”dır.
İç Asya sineması, dağıtım ve telif sorunlarıyla uğraşsa da, ürünlerinin çeşitliliği ve işlerin inceliğiyle Dünya Sinemasında hak ettiği yeri alıyor. Asya’nın orta yerinde kurulan sinema dünyanın dört bir yanından izleyicisiyle buluşuyor.
19-7-2005 Ankara