6 Temmuz 2016 Çarşamba

Küskünlük | Savaş Çağman

Küskünlüğümü anlatmayacağım, biliyorsun, çünkü yüzümde. Parkta oturuyorum bugün, elimde "Mikrokozmik Yörünge" Taocu usta Mantak Chai'nin. Bu kitabı okumaktan çok haz alıyorum, öğrenmek istediklerimle dolu, akıl açıcı bir kitap. Dharma Yayınları'ndan ama bendeki PDF'ten devasa bir fotokopi, kolay okuyorum, hatta gözlüğüm olmadan.
Karma Silme çalışmamın sonuna geldiğinde üç oruç adamıştım. İlkini bugün tuttum. Sakinim. Ama içimde yenilmişlik ve küskünlük. Bir yandan çok mutluyum. Nedenini yoklaya yoklaya buluyorum ağaçların altında. Küskünüm çünkü beklediklerim olmadı, beklentimi yüksek tuttum. O tümceyi anımsıyorum Ruh Rehberim olarak gelmişken kendini saçma sapan bir aşk deneyimine indirgeyen Sevgili'nin cümlesini "seninle bir çatı altında bile yaşayabiliriz ama beklentini yüksek tutma..."
Bu sözün yıllar sonra yaşanan tecrübesi de sonuçta aynı tümceyi kurdurtmuştu. Beklentim sevdiğim gibi, sevdiğim kadar sevilmek idi. Bazen bu bile fazladır. Küskünlük artık yeni biri ile aynı deneyime tümden kapanmaktı. Deneyimlerin yolunu tıkamak idi, çünkü her şeyin ödenmesi gereken bir karması var. Ruh Rehberim bana geldiğinde ne rolünü biliyordu, ne rolüne hazırdı, hoş ben de hazır değildim.
Ruh Rehberiniz, size, sizde sizi silmek için gelir. Başka biri göverir içinizden, geriye bir şey bırakmaz. Kalandan yeniden inşa edersiniz, o molozlardan ben bir Tapınak inşa ettim. Küsmemeliyim, kimseye küsmemeliyim... Sadece şükran dolu içim, olacak olması gerektiği gibi olmuş. Çocuk gözlerinde o gülümsemeyi özledim, ama bu başka bir zamanın özlemi sadece; kaybedilmiş ve geri getirelemeyecek bir zamanın...