24 Ekim 2017 Salı

Tüm Dünyanın Kendine Servis Verdiğini Zannetmek | Savaş Çağman

Belki de bin kere yazdım ve yazmaya da devam edeceğimi düşünüyorum, ki iki münferit olay oldu… Bilindiği üzere yıllarımı Astroloji başta olmak üzere Spiritüalizm hakkındaki konulara adadım. Birçok danışanım oldu, sanırım da olmaya devam edecek. Mesleğin gereği midir, kadınların dişil enerjiden dolayı daha bu konulara açık olduğundan dolayı mıdır, yoksa ülkemde kadınların daha çok sorun yaşamasından mı kaynaklıdır bilmem bu danışanların %90'ı kadındır. Her yazımda ve dünya görüşümden dolayı hep Dişi enerjinin yapıcı gücüne inandım. Ama olay Erkek ve Kadın değil, bu kapitalist tüketici sistem her şeyin anlamını çarpıtıyor, içini boşaltıyor ve en kaba şekle getiriyor.
Bu son iki ayda bunları yaşadım durdum. Az önce de yazdığım astrolojik yorum sitesinde aynı şey oldu. Ben bu sendroma Tüm Dünyanın Kendine Servis Verdiğini Zannetmek diyorum, çoğu zaman gülerek. Hele ki bu kadınlar arasında o kadar yaygın ki. Sistem olma bürün diyor insanlara. Onlar gerçekten nazik ve iyi olmak yerine, sadece bir kimliğe bürünüyorlar; bir marka giyerek, saçı başı yaptırarak, toplumda bir statü edinerek… Sonra da evrene açık büfe muamelesi yapmaya başlıyorlar.
Verdiği hizmet için herkes saygıyı hak eder. Anında, çok hızlı, emeksiz, ucuz ama en kaliteliyi talep edip karşılığında en kaba, en görmemiş olmak? Sizce adil midir? Derslerimiz hayli ilerlemiş bir öğrencimi anımsıyorum (genelde bunları hiç paylaşmam ama yeri geldi). Kendisinin büyük bir odak sorunu ve öz inançsızlığı vardı. Ona sadece ezoterik bilgi aktarmıyor, bir yandan da öz değer bilgisini yükseltmeye gayret ediyordum. Çok ilginç derslerden kaçmaya başladı ve haftalık programımı aksatmaya, günlük düzenime keyfiyen zarar vermeye başladı. Ders gününü nerdeyse iki saat önce iptal ediyor, tüm diğer randevuları da alt üst ediyordu. Ona biraz da sitemle, bunun böyle yapmayacağına söz verdiğini anımsattığımda da, bana ödediği ders ücretine atıfta bulunarak sanki tüm bu çaba onun özgüven yapılanması ve öğretiyi kavraması çabası değilmiş gibi benim maddi çıkar sağladığımı kastetti. Burada çok varlıklı olmasına rağmen ödediği ücret için benimle limoncu gibi pazarlık ettiğini yazmıyorum bile. Ki maddiyat hep ikinci sıradadır, bilen dostlar bilir, bahsetmeye bile gerek yok. Bu büyük çirkinliği yaşattığında “ama biz arkadaşız” demesine rağmen hayatımdan sildim, böyle çirkinliklerle yaşamayı sevmediğim için…
Dediğim gibi mayıs ayından beri birkaç münferit olay yaşandı buna benzer. Az önce sabahın bu güzel saatinde, bu yağmurlu havaya bakıp sabah meditasyonu sonrası, bilgisayarımı açıp böyle tüketici şikâyet postası gibi bir yorumla karşılaşmak, bencilliğini ve kabalığını hatırlattığınız kişinin (ki en nazik dille) size sabah sabah saldırması… İyi de danışılan benim, siz size yardım etmeye çalışanı ısırıyorsanız neye dönüşüyorsunuz farkında mısınız? Beni adab-ı muaşeret hocasına dönüşdürmenizden hiç hoşlanmıyorum, ama ne yapsam da karşılaştığım budur…