Bu kadar masalsa
her şey o zaman sadece masalla anlatabilirim ki öyle yapacağım. Yorgunluğumu
anlattığımda, veya küskünlüğümü, bana “Neden o kadar şaşkınsın ki?” dedi.
Şaşkındım, arkada artık bir yıkıntıya dönmüş Limonluk, öylece duruyordu. Camları bir bir kırılmıştı. Bana tam da
orayı işaret ederek “aslında büyük bir iddiadır limonluk kurmak, olmayacak
toprakta, imkânsız iklimde yetiştirmeye çalışırsın, inat edersen tutturursun
da,” dedi yorgunca, öksürüğü gülme gibiydi ya da gülmesi öksürük. Sonra ben de
limonluğa baktım, itirazı olanlar camları kırdıkça, bu iklim fantezisi de son
bulmuştu. Virandı Limonluk. “Şimdi
neden şaşırıyoruz olanlara? Her şey iklimine geri döndü, kıraçlığında son buldu.
Eskiden de kıraçtı, siz Limonluk
gerçek mi sandınız? O sadece bir fanteziydi. O zaman kıraça bakın, sert iklime
bakın, gerçeği görün, Limonluk hiç
var olmadı, sadece bir süreliğine baharı oraya hapsetti, siz de bunu sonsuza
dek sürecek sandınız,” dedi, elindeki çakılla bir vitrayı ıska geçerken…