Belki de bin kere
yazdım ve yazmaya da devam edeceğimi düşünüyorum, ki iki münferit olay oldu… Bilindiği
üzere yıllarımı Astroloji başta olmak
üzere Spiritüalizm hakkındaki
konulara adadım. Birçok danışanım oldu, sanırım da olmaya devam edecek.
Mesleğin gereği midir, kadınların dişil enerjiden dolayı daha bu konulara açık
olduğundan dolayı mıdır, yoksa ülkemde kadınların daha çok sorun yaşamasından
mı kaynaklıdır bilmem bu danışanların %90'ı kadındır. Her yazımda ve dünya
görüşümden dolayı hep Dişi enerjinin yapıcı gücüne inandım. Ama olay
Erkek ve Kadın değil, bu kapitalist tüketici sistem her şeyin anlamını
çarpıtıyor, içini boşaltıyor ve en kaba şekle getiriyor.
Bu son iki ayda
bunları yaşadım durdum. Az önce de yazdığım astrolojik yorum sitesinde aynı şey
oldu. Ben bu sendroma Tüm Dünyanın
Kendine Servis Verdiğini Zannetmek diyorum,
çoğu zaman gülerek. Hele ki bu kadınlar arasında o kadar yaygın ki. Sistem olma
bürün diyor insanlara. Onlar gerçekten nazik ve iyi olmak yerine, sadece bir
kimliğe bürünüyorlar; bir marka giyerek, saçı başı yaptırarak, toplumda bir
statü edinerek… Sonra da evrene açık büfe muamelesi yapmaya başlıyorlar.
Verdiği hizmet
için herkes saygıyı hak eder. Anında, çok hızlı, emeksiz, ucuz ama en
kaliteliyi talep edip karşılığında en kaba, en görmemiş olmak? Sizce adil
midir? Derslerimiz hayli ilerlemiş bir öğrencimi anımsıyorum (genelde bunları
hiç paylaşmam ama yeri geldi). Kendisinin büyük bir odak sorunu ve öz
inançsızlığı vardı. Ona sadece ezoterik bilgi aktarmıyor, bir yandan da öz
değer bilgisini yükseltmeye gayret ediyordum. Çok ilginç derslerden kaçmaya
başladı ve haftalık programımı aksatmaya, günlük düzenime keyfiyen zarar
vermeye başladı. Ders gününü nerdeyse iki saat önce iptal ediyor, tüm diğer
randevuları da alt üst ediyordu. Ona biraz da sitemle, bunun böyle
yapmayacağına söz verdiğini anımsattığımda da, bana ödediği ders ücretine
atıfta bulunarak sanki tüm bu çaba onun özgüven yapılanması ve öğretiyi
kavraması çabası değilmiş gibi benim maddi çıkar sağladığımı kastetti. Burada
çok varlıklı olmasına rağmen ödediği ücret için benimle limoncu gibi pazarlık
ettiğini yazmıyorum bile. Ki maddiyat hep ikinci sıradadır, bilen dostlar
bilir, bahsetmeye bile gerek yok. Bu büyük çirkinliği yaşattığında “ama biz
arkadaşız” demesine rağmen hayatımdan sildim, böyle çirkinliklerle yaşamayı
sevmediğim için…
Dediğim gibi
mayıs ayından beri birkaç münferit olay yaşandı buna benzer. Az önce sabahın bu
güzel saatinde, bu yağmurlu havaya bakıp sabah meditasyonu sonrası,
bilgisayarımı açıp böyle tüketici şikâyet postası gibi bir yorumla karşılaşmak,
bencilliğini ve kabalığını hatırlattığınız kişinin (ki en nazik dille) size
sabah sabah saldırması… İyi de danışılan benim, siz size yardım etmeye çalışanı
ısırıyorsanız neye dönüşüyorsunuz farkında mısınız? Beni adab-ı muaşeret hocasına dönüşdürmenizden hiç hoşlanmıyorum, ama ne
yapsam da karşılaştığım budur…