Vodvil, bir orta sınıf eğlencesi olarak
gayet açık saçık, cüretkâr ve mizah yönü ağır basan, gösteriye, kurmacaya,
durum komiğine yatkın bir türdü. Bunun Kıta Avrupa’sında karşılığı, daha da
teatral bir şekliyle Kabare olarak karşımıza çıkar.
Yıllar boyu, Black Spirtual, Gospel, opera, Caz, Cabaret, müzikaller, Kanto, Türkçe Tangolar ve
deneysel müzik konularında ortak
zevkleri ve projeleri paylaştığım sevgili dostum Suna Suner, Viyana’da kurduğu vaudville
ve cabaret trubu Music For Separees için 2013’de kaleme aldığım Fransızca Cabaret parçasıdır Pépé Mon Méc. Vaudville, Burlesque, Cabaret, Minstrel gibi
gelenekler, bunların bir devamı olarak Osmanlı’da ortaya çıkan Kanto her zaman ilgimi çeken sahne
müziği gelenekleri olmuştur.
PEPE MON MEC
(FRANÇAIS)
Deux filles sont
en attendant sous les piliers de cabaret ; ce sont La Blonde et La Brunette . La Brunette est pensive et a un air romatique. Et
finalement, La Blonde sait mauvais gré à cette romantisme de La Brunette .
Quand elle chante, La Blonde fait la mou...
EN
CHANTANT
LA BRUNETTE – Dis-moi, l’amour est silencieux ?
C’est pire que les mots de
l’adieu
Pépé mon
méc... Il a suivi un sillage
LA BRUNETTE – Dis lui de venir s’il te plaît
LA BLONDE
– Un zèle frivole !
LA BRUNETTE – C’est
pire que les mots du babillage, Pépé !
LA BLONDE – Il
est vilain !
LA BRUNETTE – Mon
méc !
BRUNETTE / BLONDE – Mais cettes paroles sont vaines
REGITATIF
LA BRUNETTE – (En
soufflant) Mon Pépé...
LA BLONDE – Ah ça suffit ! Écoutes-moi...
EN CHANTANT
LA BLONDE – Pépé est mignon mais c’est un briseur de
cœur, tu n’est pas vu
Il est
marin et l’amant volage, oui, ça c’est très claire
De son avis
les femmes sont les babioles belles, tu n’ai pas cru
Il est
bouffi de sa voudrouille, eh, ça c’est sa surete
Je sais qu’il est pilier de cabaret
Je ne peux
pas lui lâcher la bride
Pépé mon
méc, je lui serai fidèle
REGITATIF
LA BLONDE – Justement?
LA BRUNETTE – À oui!
LA BLONDE – Fidèle? Toi?
LA BRUNETTE – Oui...
LA BLONDE – (En posant) Eh, Manuel?
LA BRUNETTE – Il était banal...
LA BLONDE – Bartolome?
LA BRUNETTE – Il dit seulment « s’il te plait... »
LA BLONDE
– Hernan?
LA BRUNETTE – Il est amusement de présant...
LA BLONDE – Édouard?
LA BRUNETTE – C’est un autre histoire...
LA BLONDE – Cortez?
LA BRUNETTE – Qui?
LA BLONDE – Cortez, je me souviens très bien de son
gros nez...
LA BRUNETTE – Nez? (En
marqant son nez)
LA BLONDE – (En
jouant) Non, non (Elle montre
au-dessous) Deuxième... nez...
LA BRUNETTE – (En rirant) Ce n’est pas une mince
affaire!
LA BLONDE – (En
rirant) Enrique? Emenuelle? Erasmo et Cristoval?
LA BRUNETTE – Ils sont justement avales
LA BLONDE – Francisco? Vito
? Fabio ? Hugo?
LA BRUNETTE – Ils sont beaux...
EN CHANTANT
LA BRUNETTE – Mais Pépé, mon pépé, c’est un homme qui a du
chien, ça c’est...
REGITATIF
LA BLONDE – Je dis toutes
les chose du bien de toi, n’est-ce pas ?
LA BRUNETTE – D’accord... d’accord... Je peux trouve un
autre méc !
EN
CHANTANT
BRUNETTE / BLONDE – Pépé est mignon mais c’est un briseur de
cœur,
LA BRUNETTE – J’ai vu et j’ai vu
BRUNETTE / BLONDE – Il
est marin et l’amant volage, oui, ça c’est très claire, oui..
BRUNETTE / BLONDE – De son avis les femmes sont les babioles
belles,
LA BRUNETTE – J’ai cru et j’ai cru
BRUNETTE / BLONDE
– Il est bouffi de sa
voudrouille, eh, ça c’est sa surête
PEPE
MON MEC (TÜRKÇE)
Kabare
sütunları altında bekleyen iki kız. Bunlar Sarışın ve Kumral. Kumral düşünceli
ve hülyalı bir havadadır. Sonuç itibariyle, Sarışın, Kumral’ın bu hülyalı
hallerden pek hoşnut değildir. Ne zaman o şarkı söylemeye başlar, Sarışın
somurtur...
ŞARKI
SÖYLEYEREK
KUMRAL – Söyle bana,
aşk sessiz midir? Bu aşk kelimesinden bile beter. Pepe, erkeğim benim, bir geminin
dümen suyunu takip etti. Lütfen ona geri dönmesini söyle…
SARIŞIN –
Hafifmeşrep bir uğraş…
KUMRAL – Bu deli saçması gevezelik kelimesinden bile
kötü, Pepe!
SARIŞIN – O
bir alçak!
KUMRAL – Erkeğim benim
KUMRAL ve SARIŞIN – Ama bunlar beyhude kelimeler…
REJITATIF
KUMRAL –
(Fısıldayarak) Pepe’m...
SARIŞIN – A yeter,
beni dinle…
ŞARKI
SÖYLEYEREK
SARIŞIN – Pepe
yakışıklıdır ama bir kalp kırıcı o, sen görmüyorsun
O bir denizci ve maymun iştahlı bir
sevgili, evet bu, bu kadar açık
Ona göre kadınlar güzel
oyuncaklardır, sen inanmıyorsun
O çapkınlığı ile şişinir, eh, bu
konuda dürüst…
SARIŞIN – Biliyorum o
bir meyhane kuşu
Ne halin varsa gör diyemem
Pepe erkeğim benim, sana sadık
kalacağım…
REJITATIF
SARIŞIN – Sahiden mi?
KUMRAL – Evet…
SARIŞIN – Sadık? Sen?
KUMRAL – Evet…
SARIŞIN – (Sorarak)
Peki, Manuel?
KUMRAL – Çok banal…
SARIŞIN – Bartolome?
KUMRAL – Sadece lütfen
diyebiliyor
SARIŞIN – Hernan?
KUMRAL – O şu anın
zevki…
SARIŞIN – Édouard?
KUMRAL – O başka
hikâye…
SARIŞIN – Cortez?
KUMRAL – Kim?
SARIŞIN
– Cortez, hatırladığım kadarıyla büyük bir burnu vardı…
KUMRAL – Burun? (Burnunu işaret ederek)
SARIŞIN
– (Muzip) Hayır, hayır (Aşağı tarafı işaret ediyor) İkinci… Burun...
KUMRAL –
(Gülerek) Kolay iş değildi…
SARIŞIN
– (Gülerek) Enrique? Emenuelle? Erasmo ya Cristoval?
KUMRAL – Sadece avallar…
SARIŞIN – Francisco? Vito? Fabio? Hugo?
KUMRAL – Yakışıklılar…
ŞARKI
SÖYLEYEREK
KUMRAL – Ama Pepe,
benim Pepe’m, şeytan tüyü olan bir adam, olay bu…
REJITATIF
SARIŞIN – Her şeyi senin iyiliğin için
söylüyorum, değil mi?
KUMRAL – Tamam... Tamam... Başka bir erkek bulabilirim!
ŞARKI
SÖYLEYEREK
KUMRAL ve SARIŞIN – Pepe yakışıklıdır ama bir kalp kırıcı o,
sen görmüyorsun
KUMRAL – Görüyorum, görüyorum
KUMRAL ve SARIŞIN – O
bir denizci ve maymun iştahlı bir sevgili, evet bu, bu kadar açık
KUMRAL ve SARIŞIN – Ona
göre kadınlar güzel oyuncaklardır
KUMRAL – İnandım, inandım
KUMRAL ve SARIŞIN – O çapkınlığı ile şişinir, eh, bu konuda
dürüst…