25 Haziran 2017 Pazar

Almanya’da Bir Türk | Savaş Çağman

Ozan Ceyhun’un, Sis Çanı Yayınlarından 1995 yılında basılan kitabı “Almanya’da Bir Türk” Alman Yeşiller hareketi içinde yer almış, Almanya’da milletvekili ve Yeşiller Partisi içinde yönetici pozisyonda bulunan Ozan Ceyhun’un çeşitli yazıları ve röportajlarından oluşan bir kitap.
Ozan Ceyhun, Almanların Alman klişesine çok benzemediği (fiziksel ve ruhsal) örneklerle başladığı kitabında esprili bir dille Alman vatandaşlık sistemi, sığınmacı haklarına değiniyor. Aslında kitap özellikle Yeşiller hareketinin öz eleştirisi yanında, iki Almanya’nın birleşmesi sonrasında yaşanan hizipleşmelerden de bahsediyor. Ceyhun, Almanya’nın İkinci Dünya savaşından pek bir ders almadığını belirtiyor. Özellikle Mölln ve Solingen şehirlerindeki Türklere yönelik ırkçı saldırlar sonrası Alman politikacıların umursamaz tavrını örnek gösteriyor. 1993’de on bini geçen vakaya rağmen politikacıların bazılarının ırkçılara verilen cezaların çok olduğunu söylemesini de ekliyor. Kitapta, özellikle Ceyhun’un Türk olduğu için kendilerini kışkırttığı gerekçesi ile dava açan Neo-Nazi Cumhuriyetçi Parti’den de bahsediyor. Parti, belgelerle programlarının Nazi yanlısı olduğunu ortaya koyan Ceyhun’a dava açmıştı.
Kitapta Süddeutsche Zeitung dergisinin bir denemesi üzerinde oldukça esprili bir bölüme yer verilmiş. Bir melez kız kafede bir milletvekili ile röportaj yaparken bir ırkçı genç (aslında tiyatrocu) kendisine hakaret ederken, politikacının ne tepki vereceği gözlemlenmiş. Çeşitli partilerden gelen politikacıların sağdan sola olayı görmezlikten geldiği, sadece Yeşiller milletvekilinin ırkçıya tepki gösterdiği görülmüştür. Bölümün sonunda Ceyhun; “İki oğlum var, babalarının sırf Türk olduğu için neden oyuncakları arasında evde ip merdivenler ya da yangın söndürücüler olduğuna, neden evin sokağa bakan pencerelerinde tel kafesli kepenk takıldığına (…) akıl erdirmeklerine eminim” diye yazıyor.
Ceyhun’a göre kırk yıldır Doğu ve Batı kimliklerinde büyüdüklerine mutlu olan iki Alman kuşağının büyük Almanya ideali konusunda kafa karışıklığı yaşadığından bahsediyor. Ceyhun’a göre eski kimliklerinden hoşnut olan iki Alman Kuşağı yeni hoşnutsuzluklarını yabancılara yansıtıyor.
Solcu Türk yazar Demirtaş Ceyhun’un oğlu olan politikacı kendi sığınma deneyimini de anlatıyor kitabında. Yazar özellikle Türk-Kürt karşıtlığının Almanya’da arttığını, alış verişte bile ilişkinin bozulduğunu söylüyor.
Milletvekili olduktan sonra Türkiye’deki insan hakları ihlalleri üzerine konuştuğu için Türk basınında sırttan bıçaklayan, PKK sorunu içinse barışçıl çözümü önerdiği için Türkiye yanlısı ya da şovenist olarak suçlanan Ceyhun, Almanya’da Türk olmak yanında, Türk kökenli siyasetçi olmanın da zorluğundan bahsediyor (s78). Hatta bu yüzden Türklerden aldığı tehdit mesajlarında artış olduğunu belirtiyor. Onur Öymen’in büyükelçilik yaptığı dönemde, bu diplomatın iyi niyetine rağmen Alman basınında eksik Almancası ile demeç vermesi yüzünden alay konusu olduklarını, elçinin iyi niyetli olmasına rağmen Türk toplumunun işini zorlaştığından bahsetmekte. Kitabın 98nci sayfasından sonra genelde Almanya’da koalisyonlar ve Yeşillerin durumu hakkında kaleme alınmış düşünceler bulunmakta.