İzmir'deyim yine... Arkadaşı beklerken, sedirde Bülent Arel'in mektuplarının da olduğu kitabı okuyor, onun balkonundan posterdeki Meral Akşener'in kocaman gözleri ile karşılaşıyorum, biri balkonuna dev gibi posterini asmış. Meral Akşener, şu "Ermeni dölü" lafının mucidi trans birey... İzmir'e gidip gelişlerim beni hep zaman tüneline sokuyor. Kendimi hep 1988 yılında, doksanların başında buluyorum. Niye mi? Onu da anlatacağım...
Seçim olmadan bir hafta önceki o umutla kımıldanmalardan birinde İzmir, gözleri bir başka mahmur, niyetleri bir başka çağdaş herkesin. Ama çağdaş olmak askılı bluz giymek, laçkalık sınırına varan o özgürlük tanımı ile sığ bir yanılsama sadece. Kaporta boyasının epridiği yerlerde alenen alttaki boya görülüyor, İlhan Mimaroğlu snopluğu ile söyleyelim "poor people's poor music"
İzmir, tapınaksı bir anlamda pırıldar dillerde. Malum düşman oradan denize dökülmüş, İzmir'in dağlarındaki açan çiçek arasında bir paradoksta yuvarlanıp duruyor hemen herkes... Ve bir makas almak istiyorum o paradoksun yanaklarından. Körfezdeki dalgalara bakakalmışken kolunda Yunan Harfli dövmeleri ile birileri geçiyor. Başımı İzmir Yangınının başladığı eski Ermeni Mahallesine dönüyorum (şimdiki Fuar alanı), arkada Laşon Lisanında göz kırpıyor Karataş.
Dedim ya bir zaman tüneli, 1990'ların başındaki hissimi 48 yaşımda bana yine yaşatıyor, bu Rahşan Ecevit kılıklı teyzeler, emekli astsubaya benzeyen amcalar, saçını kırmızı yapınca batılı olan abiler... 1990'larda sokakta herkesin laf attığı yırtık pantolonlu, uzun saçlı bir Punk idim, şimdiyse rahat diye şile bezi şalvar giyen ve sakal uzatan bir Punk eskisiyim. İzmir'de hemen her yerde, sokakta, dolmuşta, durakta, İZBAN'da, hatta güya cool ve hip mekan Cinatı denilen o barda bile aynı bakışlarla karşılaşıyorum. Bu nasıl bir nefrettir. Önce baştan aşağı süzüp sonra o tükürükle insan öldürülse, bir tükürükte bana savurmaya niyetli o bakışlar... Ah o bakışlar... Ne tatlış bir ırkçılık bu? Bu şehirde aşka mülteci olasım var, sırf çileyi sevmişlikten.
Sonra iki tek atmaya arkadaşla Cinatı'na giriyoruz, barda saçları kırmızı bir şarkıcı çocuk cover söylüyor. İngilizcesi olmadığı için, veya sırf tembellikten tüm şarkı sözleri ya geveliyor ya atmasyon sallama söylüyor. İşte o haller, senin hallerin İzmir... Her yer İzmir olsun yazmışsınız ya afişlerde! Her yer aşkla, anlayışla, evrensel kültürle yıkansın da ey İzmirliler asla ama asla bir yer İzmir olmasın, çünkü bu dünyada yeterince ayrımcılık, ırkçılık ve ön yargı var...